Şiir Arama

Hamdi Oruç - Gül İsterim (1)

Geceydi dünyada
Karanlığın sarayları boy verdi
Kar düştü,Sevdanın kanı dondu...

O Nebinin doğumu bir şafak,
O güneşti,yıkıldı karanlığın sarayları...

Süt anneye verildi
Bembeyaz bir süt
Bereket yağdı bereket üstüne
Medine`de yıldız yıldız izleri...
Medine uyandı öptü Nebinin ayağını

Dünya karanlığın ağında
Sadrının kitabını açtı melek
Gökler bir kitap gibi okundu...
Gökler nur saçar bir kitap gibi

Hira dağında
Güneşe tutulan ayna...
İlk ayetleri okudu nebi
Yağmur sessizliğiyle
Kur`an geldi ayet ayet
Çölde sevda pınarı
Rabbinin adıyla okudu Nebi
Kurtuluşa hamileydi cihan
Bütün gönüllere gül sergisi

Örtülere büründü Nebi
Haticenin örttüğü teselli bulutu...

Meyvesini verecekti o dua
Ömer kükredi gök gibi
Ziyaret edildi Beytullah
Kırk yıldız secde etti gibi

Ebu Cehil getiremedi şehadet
Ebu Cehilin dilinde diken

Hayata nurdan elbise giydirdi
O büyük Peygamber

Miracta ümmetim dedi Nebi
Ümmeti öz çocukları
Ebu Bekir sıddık
Ebu Bekrin gözlerinde güneş...

Altmış üç yıl ömrü Nebinin
Altmış üç güneş göğsümüzde

Vahyin rahmetine karşı çıktılar
Çiçek büyümedi ömürlerinde
Baş ezdi ellerindeki taş

Kumlar sevinçle öperdi gül ayakları
İşkenceler edildi Nebiye
O sevdasıyla gül gördü işkenceyi
Güneşini gördü sevdanın
Elime güneşi verseler
Dönmem sevdamdan` dedi

Gül mevsimi şimdi
Dünya karanlığın ağında
Mekke Bilal gibi bir köle...
Bilalin gür sesidir
Hayat veren çöle

Üç yıllık muhasara
Küfrün karanlık kilidi
Çürüdü yıldızların ışığında
Işıklar bir güzel bir güzel

İki dostun ölümü
Eylülün işaretleri
İki dostun ölümü
İki kar tanesi

Hicret etti Nebi
Devlete ilk adım
Şafakta ilk ışık

Hicret emri geldi
Yıldızlar kaydı Medine`ye
Taif`in taşları kahrından yandı
Medine, nur üstüne nur geldi

Medine şimdi anne kucağı
Hicret yolunda Nebi
Müşrikler oyun kurdu
Ne zaman ışığa karanlık karşı durdu
Süreka küfrün oku
Saplandı kumlardan sipere
Ey Süreka kumlar vurur tokatı
At sürülmez nur üstüne...
Kumlar yer yüzünde yıldızlar gibi

Ay doğdu Medineliler dedi:
Geceye vuruldu yumruk
Her an yeni bir gömlek
Gece soyunur vahşi elbiselerini
Her gün ayrı kıtada

Hoş geldin dediler
Yüzlerinde nur ellerinde nur
Ateş gibiydi çöller
Deve çöktü kutlu yere
Gülistana dönüştü
Bilal ilk müezzin
Bilal su veriyor Medine`ye

Gazveler yapıldı küfürle
Karanlık öldü
Güneş yıkar geceyi
Ağıtı söylenmemiş tek ölü o

Mekke feth edildi,
Dalga dalga temizlenen bir denizdi Mekke
Allaha şükredildi,şükür kulluk
Ümmet-i Muhammet bir büyük deniz...

Uhutta kırılan diş
Papatya
O bahar habercisi
Hamza yoluna baş koydun
Hamza dağ oldun gözümüzde...

***
Yıllar yılı
Bir damla su gönlüm seni arayan ey sevgili
Dere dere , nehir nehir
Deniz deniz

Yıllar yılı
Bir harf gönlüm
Adını arayan
Hece hece

Yıllar yılı
Bir rüzğar gönlüm
Ayak izlerini öpen
Cami cami
Türbe türbe

Yıllar yılı
Yıldız yıldız
Güneş güneş gönlümün aradığı
Ey sevgili
Ziyaret ettim kabrini
Aktı gözümden yaş
Zaman geçiyor mu duruyor mu
Zaman bir güzel bir güzel
Vardım Uhuda
Sitem ettim Uhuda
Kırıldı dişin diye
Uhut ağladı
Uhut bir güzel bir güzel
Ey sevgili
Ramazanlar kur`an ayı
Ramazanlar senin diye
On bir ay
Arıyorum ramazanları
Topluca getirilen salavatları
Gecenin karanlığını nura döndüren
Hep bir ağızdan söylenirken adın efendim
Dünya bir güzel bir güzel

***

Medinede gül mezarın,Medine gül
Medineye savursalar beni tozlar gibi
Alemlere rahmet olarak geldin
Yoluna diken döküldü

Yetime yoksula kanat geren
Zulmü söndüren sevgili
Elimi şakağıma koyup günlerce
Tarihi çevirdim yaprak yaprak
Gördüm ışık ışık bir çağ
Tek o gül çağda yetim hiç ağlamadı
Altın bir çağ

Ağlar sensiz bütün çağlar ey nebi
Köleler hiç sevinmedi böyle
Dünkü çöl gül bahçesi şimdi
Gökte kuşlar sevinçli
Yerde güller sevinçli...

Alemlere rahmet olarak geldin
Adın anıldıkça ateşler söndü
Karanlık inledi adın anıldıkça
Karanlıkları yıktı güneş adın
Esirgenmesin bizden güneş adın
Kalem kalem minarelerimiz var ey nebi

Nefsine yapılmasını istemediğin şey yapılmaz başkasına
Yetime yoksula kanat gerenler var...
Ekmek bölüşülmüş sofralarda...
Yine gel güneşlerle gel,bize de gel
Yine yık zulmü yetim ağlar,yoksul ağlar
Güneşlerle gelen nebi
Güneşlerin bir güzel bir güzel
Esirgenmesin bizden güneşler diye
Güneşlerine ay çiçeği şimdi binlerce gönül...

Ebu bekirlerin ,Ömerlerin
Osmanların Alilerin var yine
Hamza hazır yoluna kurban olmaya
Hamzalar hazır yoluna kurban olmaya
Yıkılsın zulüm yetim ağlar,yoksul ağlar

Ömer geliyor denilmişti
Telaşlanmıştı ümmetin
Ömer gelmişti
Güneş gördü Ömer
Ömer bir güneş oldu
Ömer bir güzel bir güzel
İzinde ömerler...
Alemlere sonsuz rahmetsin efendim

Düşmanların geliyordu sevr mağarasına
Yarın askerlerin olacaktı bu günkü düşmanların
Örümcekler ördü ağı o çarpık ayaklara
Yeri-göğü doldurur askerlerin
Askerlerin bir güzel bir güzel

Geldin ...
Dünkü çöller gülüstan oldu
Ayağının değdiği yerler mescit
Haktan alıp gücünü yağdın çöller üstüne
En katı kalpler üstüne
Yine rahmete muhtacız efendim
Sonsuz rahmetsin efendim

İki cihanda güneş sensin ...
Yastığa başımı koyunca dilim dua pınarı
Dilim bir güzel bir güzel
Gül yüzün için bir dua pınarı dilim...
Esirgenmesin gül yüzün efendim
Esirgenmesin bizden gül rüyalar
Sonsuz olsun bize rahmetin efendim

Dönmek yok yolundayız efendim
Karanlıkların üstüne basa basa
Hamzaların ,Ömerlerin gibi
Gülden izleri öpe öpe yolundayız
Alemlere sonsuz rahmet olan efendim

***

O gül rasul , O gül rasul�
Yandı gönlüm gül hasret ile
Bakarken yanar gönlüm
Yerleri- gökleri sevdim

Yerler- gökler müştak gül rasule
Yerler gökler bir güzel bir güzel
Yıldızların gönüllerinde gül hasret
Çiçeklerin gönlünde gül hasret...

Gönlünde ateş gibi bir gül hasreti baharın
Çiçekli dallar ağlatır beni
Dillenince çocukları sevdim
Çocuklar çiçekli dallar gibi
Dillerde adı gül rasulün
Dillerde bal tat
Diller bal peteği...



O gül rasul , O gül rasul�
Mirac geceleri ağlatır beni
Miraç nasip oldu
Selam verdi
Yüce Allah
Melekler hayran o sevgiliye ...
Yedi kattır gökleri sevdim

O gül rasul , O gül rasul�
Yandı gönlüm gül hasret ile
Ben ay çiçeklerini sevdim
Ay çiçekleri gönülleri ümmetin
Ay çiçekleri gördüm yıldızlar sayısınca
Yönlerini dönmüşler güneş mezara

O gül rasul , O gül rasul�
Ben uçurumlara bakarken yandım
Sarmaşık çiçekleri gönülleri ümmetin
Ben sarmaşıkları sevdim
Sarmaşık çiçekleri uçurumlarda
Arıyorlar güneş mezarı

Yanar gönlüm gül hasret ile geceleri
Ben geceleri sevdim
Yıldızlar ne güzel
Yıldızlar göklerde şen
Yıldızların gözleri indi
Mezarına gül rasul�ün ...

O gül rasul O gül rasul
Yaksın beni bu gül hasret...

***

Ey gül
Ey gül rasul
Yaşım Altmış oldu
Beni gül kokun çarptı şükür
Ya sıfırla çarpılsaydı bu altmış

Anlamadım neden döner bu varlık
Sen varlık bahçesinde gülsün
Her bir sözün
Kutsaldı hırkan gibi
Nerde Ebu Hureyreler nerde şimdi efendim

Ey gül
Ey gül rasul
Ben ufkuma güneş değil gül isterim

Ey gül
Ey gül rasul
Yaş altmış oldu yaşlandım
Gül sevgin var gönlümde diye
Kaç taifte taşlandım.

***

Haktan geldi emir
Yandı Ömer...
Nasıl yanmasın Ömer
Hiçret emri ile
Yanmıştı mekke
Hala taşlarında yanıklık
Her yanan gül oldu ...
Ey gönlüm çal başını taşlara
Her sabah güneşler doğuyor
Neden sönen gül oluyor...

***

Vah dünya aldattın bizi
Ondört asır önce
Alemler selam durmuş güneşine ayına...
Allah`a kul gül rasule ümmet olunmuş
İlerledik ilerledik tepeler aştık
Yardan uzaklaştık nara geldik

Okuduk Kur`an-ı ne buyuruyor Allah
O gül
O gül rasul
İki ip bıraktı bize
İki nur bıraktı bize
İki gül bıraktı bize...
Sorduk mu nefsimize
Güle hicret yolunda
Neresinde yolun

Her sabah doğdu mu
Hiradan gönlümüze güneş
Uykuda mı hala
Uykuda ise hala
Yansın o mekkeler yansın bağrımızda
O kırk yaşında
Mekke karanlıkta
Hira mağarasında o
Gelmiş beklenilen dost

Can Hira... Nur Hira...
Işık ışık göğsümüze vur Hira

***

Yüce Allah buyurdu
O gül
O gül rasul
Savaşı şirke...
Adını şakır yer-gök
Gönlüne ay güneş adı...
Allah`ım inandım ben
Bilmeyenler bilsinler
Gül koklanmak içindir
Ezilemez yerlerde
O gül adı düşürenler yerlere
Düşecekler yerlere

***

Sökün engellerin dişlerini
Veysel olur gönüller
O gül
O gül rasul
Aşkı güldü onun
Seccadesi güldü...

***

Tarihler boyu rahmetin solmayan gülüsün ...
Hz. ademin duasına nur oldun
Hz. İsmailin boğazındaki bıçağa sur oldun
Yere - göğe fer oldun efendim...
Anam-babam feda sana
Adın Ahmet idi incilde...
İki cihan güneşi efendim

Akıyor gönlüm güzel Mekke�ye
Doğduğun yer diye
Mekke bir güzel bir güzel
Bütün ümmetlerin beklediği
Gelişin bir güzel bir güzel

Öpüyor rüzgâr Medine`nin taşını, toprağını
Gül ayakların değdi Medineye
Medine bir güzel bir güzel
Secdelerde alnını arıyor rüzgâr
Devesi düldül nereye diz çöktü?
Uhut`ta esiyor mecnun gibi bir rüzgâr ...

Hasretinle yanmış Uhut
Dün yandığı gibi
Yolunu gözlüyor Bedir
Taşların, ağaçların düşü
Dile gelmek
Adını anmak yine...

Dün Bilal`in vardı
Çağrının bülbülü
Ebubekr`in, Ömer`in, Osman`ın vardı
Ali`n vardı
İlim sarayının dört kapısı
Kapındaydı Ali
Kapındaydı Hamza
Hamza ki Allah`ın çekilmiş kılıcı...
Bu gün yine ümmetinin yiğitleri var Hamzalar var
Kapın bir güzel bir güzel
....

Dün Uhut derdi ki:
-Askeriyle gelse Nebi...
Ah
Uhut ağlıyordu Hamza`yı görünce
Hamza kırık karanfil yerde
Karanfillerimiz bir güzel bir güzel...

Geldin dün
Geldin nur geldi...
Köleler sevindi
Güneş başka güneş gökte
Ay başka ay
Ayna gibi kırıldı işaretinle ay
Ay bir güzel bir güzel

O gün görünce o orduyu
Selâma durdu Bedir
Bedir bir güzel bir güzel
Kıyamete kadar küfre tokat Bedir
Hendek küfre hendek...

Dün Beytullah bekliyordu
Bekliyordu bir güzel bir güzel
Mekke, Mekke olalı
Hiç böyle gamlı olmadı
Ah Beytullah
Halin içler acısı...
Dünyaya nur saçtı Beytullah...

Evren kadar büyüktü ordun
Bulutlar şemsiyen oldu
Örümcekler ağ örme ustası
Güvercinler geldi uçup
Kör etmek için küfrün gözünü
Dünyaya nur saçar sevr mağarası...

....

Vahiy gelmişti
Bir o gün mutluydu Hira
Hira hiç böyle sevinmedi
Oku diye çınladı toprak
Okumak için huzura koştu
Taş toprak
Ağaç yaprak...
Hira kaya kaya küfrün yolunda
Hira bir dağ gönül
Dağdır aşkı bilen gönül
Kavrulmuş taşları bile
Aşkın çölünde
Hira bir güzel bir güzel

Bulutlar dağların başında taç
Güneşi ilk dağlar görür
Ay dağların avuçlarında çiçek
Dağ gibi gönüllerinde ümmetin Ebubekir, Ömer, Osman, Ali ...

Pınarlar dağların gözyaşı
Ağaçlar göklere özlemleri
Ağaçlar bir güzel bir güzel
Dağlar hürlüğün zirvesinde
Zikir akar ırmaklardan
Etrafında ağlar rüzgâr
Kuşları dayanıklı dağların
Gönlümün kışı dağların pençesinde can verdi

Selam
En kaygan zamanda
Depremlerde
Gönüllerimizi sıkı tutan dağlara
Sevgileri bizde dağ olanlara
Dağlar gördüm
Dağlar bir güzel bir güzel
Aşkın çölünde kum taneciği gibi gönlüm

Yok oldu eneler birlikte
Denizler gibi camilerimiz var

Çağrımız gür
Bilallerimiz var
Karanlıkla kavgamız
Yasirlerimiz var


Şu ezanlar ki susmayacak
Ezanlar bir güzel bir güzel
Kulağımıza ezan okunmuş bizim
Bir sevda var içimizde
Ağaçların bahara sevdası gibi
Karanlığa kavgamız
Kavgamız bir güzel bir güzel
Güneşin kavgası gibi

Kur`an ki Hakk`ın kitabı
Okuduk, öptük koyduk alnımıza

Ümmetin olduk
Ateş düşmüş içimize
Ümmetin olmak bir güzel bir güzel
Şükür vacip bize
Ödenir mi bu hak
Kutsal davanın garip olduğu yerde
Şehit olsak Yasir gibi

Eyvah ki eyvah eksilirse gönüllerde sevgin
Tarihler boyu
Sensin rahmetin solmayan gülü
Eyvah ki eyvah güneşi görmezse gözler...

***

O gül rasul
Yer yüzüne rahmet inmiş onunla
Yıkılmış karanlığın surları onunla

O iki cihan güneşi
Adını öğrettiğinde annem
Küçük bir çocuktum henüz
Bir ışıktı içimde
Gül yüzü
Bir ışık vardı dudaklarımda
Adı dilimde
Bir güneş içimde şimdi
Candan öte
Bu bahçede tek gül yüzü
Ben bir dünya istedim
Onun güneşinde yıkansın
Arınsın bütün kirlerinden
Bir güzel bir güzel

Güzel ahlak verilmiş Ona
Rabbin terbiyecisi
Kur`an verilmiş Ona
Musa�nın asası verilmiş Ona
O güneşti karanlık yırtıldı
Karanlığımıza gönderildi güneş gibi
Öyle aydınlandı ki dünya
Artık kız çocukları diri diri gömülmüyor
Aydınlandı dünya bir güzel bir güzel

Gül yüzü gül gönüllere dolmuş
Bütün gözlerde özlem var
Bütün özler özledi onu
Bağrım oldu çöller gibi
Gülsün her gece bana
Bana gül rüyalar
Gül kokar yüzü
Gönlüme ay sözü...
Gökte ay sevinçli ay yüzünü gördüğü için
Güneşe sevdalı gönlüm
Onun acısı hiç diner mi
Asrın kuyularındayım...
Rüyalarda gül cemali
Rüyalar bir güzel bir güzel
Gül yüzünü görmezsem uykularımda
Çorak şu ömür

Hüzünlü şimdi feza
Feza bir güzel bir güzel
Güle gülmek yasaklandı diye
Bülbüllerin fiğanı var
Balçıkla sıvanan şimdi güneş
Ahir zaman mı ne
Sağımda-solumda gafiller
Bir zaman ki sis duman
Akıllar hasta
Vicdanlar hasta ...

Efendim güzellik denizi
Efendim sevgi denizi...
Gül yüzlü
Aşkına denk bir aşk verilmemiş hiç kimseye
Savaşı hep şirke
Güneşin kavgası gibi kavgası
Kavgası bir güzel bir güzel
Gönülden siler geceyi
Adı anılsın daim
Adı ışık versin daim�
Rahmet o alemlere
Ona sevdalanın yollar
Adı anılır yerde-gökte...
Aşk güneşidir efendim
İki cihan serveridir efendim
Susmadım vurulurken bir gülün boynu
Ona sevdası var güllerin
Güller bir güzel bir güzel
Adını şakımakta bülbüller...
Seherler yansın ahınla bülbül
Gül adı andıkça yan bülbül...

Ey Rahman ve Rahim olan
Gafletten uyandır bizi
Gül yüzlü efendimizin
Sevgisi ile yandır bizi...
Naçar yine insanlık
Kılavuzu o insanlığın

Dillerde daim olsun adı...
Teri gül kokulu rasulün
Hep gül koksun bize Mekke
Hira hep güneş olsun bize
Medine Nehir gibi aksın çölümüze
Bereketler aksın ömrümüze...
Duamız bu
Ey Rahman ve Rahim olan

Karanlık yine karanlık
Zulüm yine diri
Doğumuyla yıkılmıştı Kisraların sarayı
Sevgisiyle yık gönüllerde
Kapkaranlık kisraların sarayı

***

(DOĞUMU)

Aminenin yastığında çiçeği ...
Alemlere güneş olmuş Mekke
Gökler yıldız yıldız şimdi pervane
Işıkları bir güzel bir güzel
Yer gök hayran seyretmede güneşini
Yüzü bir güzel bir güzel

Aminenin yastığında çiçeği ...
Hoşgeldin diyor bütün varlık
Çok beklendin adı Ahmet olan bebek
Alemlere rahmet olan bebek...

Aminenin yastığında çiçeği ...
Ahir zaman nebisi
Allahın habibi...
Doğdun ey güneş
Gecelerden en nurlu bir gecede
O günden beri bana
Her gece bir güzel bir güzel
O doğdu diyor yaşlı bir yıldız
Gelecekti güneş gibi
Yer -gök hep bekledi onu...
Bu gelen bir güzel bir güzel
Doğdu diye sevinçli yer- gök
Yer- gök bir güzel bir güzel
Doğdu diye yıkıldı zulmün sarayı...
Güneş gibi doğdu aleme...
Her gece Beytullah sevinçli
Güller bülbüller sevinçli...
Hangi yıldız demiştir:
Abdülmuttalip sevin şimdi
Abdülmuttalip, kararan dünyanda ışık şimdi
Amine yastığında çiçeğin şimdi...
Karanlık titriyor güneş doğdu şimdi
Müjde verilsin Yusufa -Züleyhaya
Hz Adem dua etti andı onu
Hz. İbrahim dua etti bekledi onu...
O enbiya`nın müjdelediği nur
Hz İbrahim`in soyundan geldi
Soyu bir güzel bir güzel


Neden diyorum:
Anne mezarını baba mezarını
Göre göre büyüdü...

O gül yüzlü
Hira�nın Kucağında
Tefekküre dalışı
Bir güzel bir güzel
Hiranın kucağında
Gelmiş beklenen
Hira bir güzel bir güzel

Bir elime ayı
Bir elime güneşi
Verseniz dönmem yolumdan dedin
Bir dava emanet ettin bize efendim
Aşkın bir güzel bir güzel

Sen gülsün biz gül ümmetiz
Senin için yaratıldı bu saray
Mazlumu korudun ,yetimi sevdin
Yolun sevgi yolu
Neden diyorum
Uhut�ta kırıldı dişin
Yoluna diken döküldü...

Kavgan bir güzel bir güzel
Ey el �emin,ey dürr-i yekta
Yüreğim yandı yüreğim yandı

Ey el �emin,ey dürr-i yekta
Şimdi sana hasret var her bahar açan yaprakta
Mezarın Medine�de gül kokulu bir toprakta
Ebu bekir Ömer Osman Ali bir dağ...
Aşk peygamberisin
Ey gül rasul
Adını anarken dilim
Bir dua pınarı dilim

Ağlayan insanlık güldü
İnsanlığı boğmuştu karanlık fikirler
Elinden aktı nurlu nehirler
Ne karanlıktır geceler gelmeden sen
Güneşler diktin toprağına gönüllerin
Gül kokun gelsin
Yürünür ateşler üstüne
Adın Ahmet adın Mahmut gül hasretindeyiz
Gül hasret bir güzel bir güzel

Ey varlığın baş tacı
Ey kalplerin ilacı
Sevgin bir güzel
Sevgilerin paşası sevgin...
Veysel karani bir güzel bir güzel
Aşık oldu sana Veysel Karani
Veysel Karani buldu ab-ı hayatı...
Sordum gül kokunu
Sordum Veysel Karaniye
Gül kokun bir güzel bir güzel

***

(PEYGAMBERLİK )

Alemler selam dursun güneşine ayına...

Uyan Mekke uyan
Yeter bunca uyku
O kırk yaşında şimdi
Mekke uyanma vaktin şimdi
Hira mağarasında o
Gel ey beklenilen dost...

Olsun Hira gönlümüze güneş
Gönlümüz bir güzel bir güzel
Hayat tatlı
Ölüm tatlı şimdi...

***

(HİCRET)

Sevin Halime valide sevin
Akıyor Kucağına bereket pınarı..
Ay yıldız güneş ışık ışık akıyor

O hicret yolunda şimdi
Bekle Medine bekle güneşini
O hicret yolunda şimdi

Medine nurlu bir eldesin şimdi
Medine eşsizsin şimdi

Mekke toprağı gül kokulu
Firakına olmaz tahammül...

***

(VEDA)

Altmış üç yaş veda yaşı
Ağladı Mekkenin dağı taşı...
Ağla şimdi ey bulut
Ağla şimdi Medine ağla

Rüzğarlar mezarına koşup ağlıyor
Yorgun dizleri ağlıyor
Göremeyen gözler ağlasın
Diller ağlasın sözler ağlasın...

Altmış üç yaş göç yaşı
Evren hüzün elbisen olsun giyin kıyamete kadar...
Ölüm uzak olsun yerden gökten
İşte Fatıma hazır yerine ölmeye...
Fatıma dağ gibi bir sevgi ateşi

Altmış üç yıl bir bereketli bir bereketli...
Miracı bir güzel bir güzel...
Işık saçtı yüzü
Gül yüzü gönüllere şifa...

Ağla yer-gök hep ağla
Anam babam sana feda diyen ümmeti öksüz şimdi
Altmış üç yıl bir güzel bir güzel

Ümmeti nurdan nehir
Beytullah temiz bir kalp gibi...
Temiz bir havuz gibi mescitler yer yüzünde...
Ayaklarını öpmeyen kumları savursun deli rüzğarlar

Savaşı vardı şirke...
Savaşı bir güzel bir güzel
Gönlünde yok gece
Ona ümmet olanın
Ona ümmet olmak bir güzel bir güzel

Adını şakı yer-gök
Alemlere ay
Alemlere güneş o adı...
Gönüllerde özlemi ateş o nebinin...

Bütün gözlerde arayış var gül yüzü
Bütün özler özler onu
Sevgisi bir güzel bir güzel
Güneş onun aşkıyla yanmış

Sökülsün engellerin dişleri
Veysel olmuş gönüller
Hırkası bir güzel bir güzel

Ey gül yüz
Berrak bir nehir gibi
Ak rüyalarımıza her gece
Mü`minlere gül rüyalar Allah`ım...
O rüyalar bir güzel bir güzel

Altmış üç yıl bir kulluktu
Geceyle savaşan ay gibi o
Seccadesi bir güzel bir güzelvar


Yorum Yaz

Yorumunuz (*)

Resimdeki kodu giriniz

IP Adresiniz: 3.21.246.123

Yorum Yok

Bu söze ilk yorumu siz yazın.