Güç, kişinin hayatın zorluklarına karşı dayanabilme yeteneğidir. Maddi
güç, fiziksel koşullara karşı, manevi güç ise duygusal koşullara karşı ko-
yabilmek içindir. Maddi manevi gücünü olması gereken şeylere karşı
değilde olmadık şeylere kullanan insanlar o kadar fazla ki, neredeyse
toplumun tamamına yakını... Erkek ve kadın ayrımı yapmadan gücün
nasıl kullanıldığını, nasıl saçmalıklar, fırsatçılıklar yapıldığını anlatmak
ve bunların neticesinde toplumsal bozulmalar olduğunu anlatmaya ça-
lışacağım.
Toplum içinde yaşayan her duyarlı kişinin çevresinde olan bitenler ile
ilgilenip, onlara engel olamıyorsa dahi çevresinde olan biten gerçekleri
algılayarak yaşaması gerekmektedir. Eline maddi gücü geçiren kişilerin
gerek medya önünde gerekse toplumda ne saçmalıklar yaptığını hepi-
miz görmekteyiz. Eline güç geçen kişi ile elinde güç olan kişi biraz fark-
lıdır. Yavaş yavaş, özümseyerek eline güç geçmiş kişi ile bunu hak et-
meden, bir anda eline güç geçmiş kişi oldukça farklıdır.
Bir kişiye piyangodan çıkan paranın kişi üzerinde olumlu etkiler yapmak
yerine ne denli yıkımlar yaptığını üç aşağı beş yukarı düşünebilir anlaya-
bilir ve bu kişilerin hayatlarını inceleyerek görebiliriz. Öyleyse çekirdek-
ten bir kişiye bazı haklar, sorumluluklar ile birlikte güç vermek yerine
bir anda güç verirseniz ona kötülük yaparsınız. Güç dengesinde gerçek
güç olmasına rağmen bu gücün suni güç olduğunu söyleyebiliriz. Bu den-
ge bozukluklarını çeşitli örnekler ile açıklamak mümkündür.
Ünlü kişilerin şöhretleri ve kazandığı paralar sayesinde kameralar önünde
nasıl hesapsız şeyler yaptıklarını görmekteyiz. Bülent Ersoy gibi sonradan
kadın olmuş bir erkeğin, 30 yaş küçük erkeklere kanca takarak evlilik adı
altında defalarca nasıl saçmaladığını hepimiz gördük. Bu insan eğer nor-
mal bir vatandaş olsa idi değil bunları yapmak böyle şeyler yapacağını
söyleseydi dahi dışlanırdı toplumdan. Şimdi bu insan güya topluma mal
olmuş sanatçı, güya halkın sevdiği sanatçı, güya sanatçı....Madem evlen-
mek istiyor en azından mantığın kabul edeceği, toplum dengelerinin kabul
edeceği bir tavır takınması daha mı zordur. Sana kadın kimliği verenlere
ve bu saçmalıkları yapmana neden olanlara sitemliyim. Çünkü senin duru-
munda olan onbinlerce kişi olmasına rağmen sana özel bir şey yapıldı. Bu
ayrımcılık bu denge bozukluğu kabul edilecek bir şey olmadığı gibi bu tür
şeyler toplumda sosyal barışı vurmaktadır. Madem kadın oldun, öyle ise
kadınların davrandığı gibi davran. Kadın erkekten küçük olur her zaman.
Hadi onuda geçtik aynı yaşta yada bir kaç yaş büyük olsun. Sen kalkıp
torun yaşına yakın çocuklar ile yaptığın evlilik değil resmi rezilliktir.Bazı
sıradan erkeklerin kendinden onbeş yirmi yaş küçük bir kadın ile evlilik
yada beraberlik yaşaması kadının ailesi tarafından hoş karşılanmaması
adeta yaş gruplaması yapılarak buna karşı çıkılması söz konusu iken
sonradan kadın olmuş bu erkeğin bunu yapmasını nasıl izah edebiliriz.
Oysa dinimzde, toplum etiğinde yüz yıllardır erkek hep büyüktür hatta
erkeğe yaş sınırlaması bile konmamaktadır. Yani erkek istiyorsa ve ni-
kah düşüyorsa yaş kısıtlamsı olmayacağı açık ve net yaşanagelmiştir.
Bunu modernlik adına işine gelmeyenlerin dışlaması, işine gelenlerin de
ses çıkarmayarak devam ettirmesi söz konusudur.Bülent Ersoy ile alakalı
rezaletin mimarı da Turgut Özal'dır. Bu güç kullanma saçmalığını gören
diğer kadınlar ellerine güç geçince aynı şeyleri yapınca kimden örnek al-
dığı açık açık ortada olacaktır. Ekranlar önünde erkekten dönme bir şah-
sın şöhret ve parayı kullanarak nasıl topluma örnek olduğunu gördükçe
eline güç geçirme telaşına düşeceklerini ve bunu başarınca datoplumu
ne tehlikelerin beklediğini bilmemek için aptallık şart.
Siz ülkenin ayaklarının altına uçurumlar kazıldığının farkında mısınız?
Siz ekranlardan kokuşmuşluk yayılarak toplumun çürütüldüğünün ve
çürüyen dengeler üzerinden siyaset yapıdığının farkında mısınız? Siz
beyinlere aşılanan olmadık şeyler ile içten içe bir milletin çökertilmeye
çalışıldığının farkında mısınız? Batı toplumunun ne durumda olduğunu
hem kendiler, hemde bizde aklı başında olanlar iyi biliyoruz. Onlar
nereye gittiklerinin farkında oldukları için zaman içinde bizimle baş ede-
meyecek duruma geleceklerini bildiklerinden bizi durdurmak için çeşitli
yöntemler uygulanmaktadır.
Yeni yetişen nesil tam anlamıyla bitik, biraz önce ki de yitik. Geriye
ondan bir önceki kaldı. Onlar yaşama telaşında. Kim kaldı ortada,
kim çare bulacak bu sorunlara, kim lider çıkaracak, çıkabilme ihtimali
olan lider için uygun ortam var mı? Tamamının cevabı hayır'dır. Güçlü
nesil yetişmiyor, güçlü olması gerekenler bu güçlerini saçmalıklara
kullanmaktadır. Güçlü erkek uçkuru ile mefaatleri arasına sıkışmış,
kendini bir halt sanan yaratıktır genellikle. Güçlü kadın, fırsat ateşi
ile yanıp tutuşmuş, bunu eline geçirince aklı bacakalrının arasında
hırs ve kapris yüklü patlamaya hazır bir bombadır.