Şiir Arama

Abbas Coşar - Elime Bin Kalem Alsam

Elime Bin Kalem Alsam Binlerce Sözcükle Seni Yazsam Yazsam Bitiremesem...

Nasıl bir insandın sen...
Doğruluk için savaşmaktan hiç yorulmamıştı bedenin
Başkalarının acılarını taa yüreğinde yaşasan da akmamıştı yaşların dışarı...
Ben ölümü bileli olmuşken yirmi yıl ki yirmi asıl
Yüküne yük katıp içine alıp nasılda taşıdın doğurdun beni...
Nasılda almıştın yüreğinden o sonsuz gücü
Nasılda korkusuz çıkıyordun adalet savaşlarına
Hem anaç, hem dost, hem çok insan olmayı nasılda bilebiliyordun
İyiliğin gücü gizlemektedir derken nasıl yüce bir öğüt veriyordun bana,
Senden öğrendim iyi olmanın bilinsin diye iyilik yapmak olmadığını
Sen ile öğrendim insanların yüzlerine bakarken taaaa içlerini okumayı
Nasılda öğrenmiştin otuzunda bin yıl yaşamış gibi bilmeyi...
Nasılda taşırdın tüm alemi yüreğinde hiç yorulmadan
Nasılda gülümseyen yüzünün içinde acı yatardı şeytana teslim olmuş yüzleri izlerken
Nasılda sadeleşirdin başkaları var olsun ve güçlü olsun diye tüm harçları sen taşımışken...
ve nasıl başarırdın hiç anlamadığım hep o duruşta yaşamayı
Nasılda hazmetmiştin tüm yaşamı
İnsanlar tüm yanlışları kendilerine kıble yapmış sanal bir hayatı süslü taşlarla bezemiş yaşarken nasıl anlatırdın bana yaşamın asıl nerede olduğunu
Nasıl cömerttin her şeyini bölüşürken
Nasıl bir empati ile yaklaşırdın insanlara en cahili ile bile konuşurken...
Nasıl yapabiliyordun nasıl hiçbir sayfasını satırını atlamadan bir kitap gibi okuyabiliyordun insanları
Nasıl bilebiliyordun her zaman doğru diye öğretilmiş bir çok şeyin yanlış ve aldatmaca olduğunu
nasıl biz gözle bakıyordun ve görebiliyordun
ve nasıl hiç yanılmıyordun
Etrafımda hiç görmediğim bir çok mücevher olduğunu görmemi nasılda sağladın...
Göremedim ki bilemediğim tek bir şey
Bilemedim ki senin gibi nasıl okunurdu bu hayat...
Çözemedim ki o hikmeti hiç azalmadı günden güne arttı şaşkınlığım sırtında hep bir hayranlık ile...

Nasıl bilebilirdin her zaman sana gelecek her adımlarının hızını
Nasıl savaşırdın yolları sapmışlara doğruyu gösterebilmek için
Nasıl bir öğretmendin küçük bir öğrenci gibi insanların karısına geçip sorarak anlatırken
Nasıl akardı gözyaşın dünya için insanlık için...
Nasıl güzel yemekler yapardın dalından sofraya gelmiş kadar taze yemişler
Nasılda bir ev kurdun bana her köşesi ayrı renk ayrı güzel amber kokar geceden günden...
Nasıl yataklarda uyuttun beni yastığım çimen koktu odam denizin üstünde bir istiridye kabuğu
Hastalandığımda şefkatli kucağında bulduğum şifa...
Üzüldüğümde nasıl savaşırdın beni üzen her şey ile her zerresiyle..
Nasıl haketmiştim ben seni
Nasıl haketmiştim böyle güzel sevilmeyi...
Nasıl bir aşk yaşattın bana nasıl hissettirdin her zerresini yaşadığımı bu hayatın...
Nasıl bir sevap ettim ki tanrı seni bana gönderdi karım canım eşruhum yaşama sebebim ayçam...


Yorum Yaz

Yorumunuz (*)

Resimdeki kodu giriniz

IP Adresiniz: 18.222.119.148

Yorum Yok

Bu söze ilk yorumu siz yazın.