Şiir Arama

Engin Taş - Ortak Belgesel

biz döşümüz hançerde ve kurşunda
mevlam kayıra büyüdük
topraktan bitip
yalnızca fırat'a ağlayarak
ve tanrı'ya bel bağlayarak yürüdük aşa
aşkın kurşuna dizildiği
aşın taşlardan süzüldüğü yerlerden geçtik
örs-çekiç arasında
acıya karşı kaya
sevince karşı
tutmayan mayaydı yüreğimiz
gözümüz gezde
sözümüz bizde
özümüz gizde mahpus
kaldık ayakta

biz ruhumuz üşüyerek yaşadık mevsimleri
yangınlara düşerek
dağlara küserek
ve nehirlerde ölerek öğrendik hayatı
anamız toprak anaydı
kendine ve kana beleyen
ve beşiğimiz başucundan yazılı
önce kanın
sonra dinin
sonra işin davandır
bağrımız közde
sesimiz tizde
yaramız tuzda mahpus
kaldık ayakta

biz her gece öldük binlerce kere
ve yıldız saydık yılan sabrıyla
çıktık sabaha
susmanın ve susarak ölmenin erdemiyle hep
ruhumuz emanet
bedenimiz kiraydı
ve sevgi üstüne her şey çıraydı allah'tan
ve çocuklarımız olurdu
önce yerin altına
sonra üstüne ait
usulca ve sabırla gömerdik onları
yüreğimiz alazda
suskunluğumuz avazda
hayatımız arazda mahpus
kaldık ayakta

biz sabır sağdık doğadan nimet yerine
baharı bekledik yılın yarısı
yağmur duasına çıktık her haziran'da
bereket bekledik tüm kutsallardan
ve her kasım'da sırtımızı kara dayayıp
umut kestik allah'tan
gözlerimizle ısındık zemherilerde
mart'ta ateş yaktık kawa adına
ve her şeyin inadına
türküler söyledik ağız dolusu
efsaneler anlattık kilim dokurken
aklımız yazda
tenimiz ayazda
sırtımız buzda mahpus
kaldık ayakta

biz denizi gurbet ellerde gördük
buram buram memleket kokusunu
yosun kokusuyla harmanlayarak
arşimet'e inandık
yandan çarklı ada vapurlarıyla
ve newton'u sevdik
demir kuşlarla
hayata susadım
güzele adım adım demeyi bildik
yaban ellerde
gönlümüz hazda
elimiz sazda
canımız tezde mahpus
kaldık ayakta

biz bizi inşadan önce ev yaptık ele
harcını terimizle kararak
emeğimizden ve hakkımızdan kaçarak
ve sonra meydanlar tanıdık slogan dolu
iş bıraktık gelecek için
aşsız düşsüz kaldık duvar diplerinde hep
yüzümüz kara döndük memlekete
toprağı hasım belleyip yeniden
vurduk sırtına
aşımız azda
günümüz güzde
kalbimiz biz'de mahpus
kaldık ayakta


biz kendimizi biçtik kıtlıklarda ekin yerine
aşiretin suçunu üstlenip
hapis yattık on ikimizde
ve başımızda bin bir bela dağa çıktık
yeni efsanelere kahraman olmak için
eşkıyalık ettik onur duyarak
candarmaya meydan okuduk
ve ay ışığının lütfunda
sofralar kurduk pınar başlarına
azığımız bezde
tüfeğimiz dizde
ömrümüz genizde
kaldık ayakta

biz okulu asıp
mc'ye hayır afişleri astık orta ikide
fırından sıcak ekmek
camiden ayakkabı çaldık
yatağa paltoyla girdik tezek bitince
sınıfta kaldık
ve ihtilalle tanıştık bir eylül günü
bütün kitapları yaktık
ve adresleri resimleri
bütün isimleri unuttuk
ve herkesçe yargılanıp hükümler giydik idama
acımız gözde
sancımız özde
hıncımız filizde mahpus
kaldık ayakta

biz ocağımız yangın yeri olmasın diye
nöbeti askere gitmeden önce bildik
eğilip kulak verdik
yere saplı hançere
gölgelere kurşun sıktık
bir yılan gibi akıp
iz sürdük karanlıklarda
gözümüzü karartıp
adam vurduk adam olmak adına
amansız takiplerde yitirdik gençliğimizi
kimimiz izde
kimimiz mevzide
kimimiz mazide mahpus
kaldık ayakta

biz her daim avrupa'ya taşındık
işçi ve siyasi kimliğimizle
hasretle yanmış yüreğimizle geçtik
mültecilik narından
arafta kaldık tekmil
adımızı yitirdik doğu-batı arası
ve çatal kazık yere geçmez halimizle
yeni senaryolar yazdık ülkeye dair
yeni yenilgiler yaşadık
gönlümüz acizde
yolumuz hacizde
solumuz tacizde mahpus
kaldık ayakta

biz sırtımız hançerde ve kurşunda öldük


Yorum Yaz

Yorumunuz (*)

Resimdeki kodu giriniz

IP Adresiniz: 3.141.41.187

Yorum Yok

Bu söze ilk yorumu siz yazın.