Merhaba gülüm,
Biliyor musun, sen gittikten sonra,
Günler sensizliğe isyan eder oldu,
Gecelerse öyle bir gaybana olmuş ki
Sorma gitsin...
Akvaryumdaki balıkları bir görsen,
Kumları didik didik yapıp,
Bir o yana bir bu yana gidip gelip, seni arıyorlar.
Kafesteki kuşumuz, boynunu büktü iyice,
Hep aynı tonda öter oldu,
Ardından gazel okuyor sanki.
Kahve tasın öylece duruyor,
Bilgisayarın kısa devre olmuş gibi,
Karanlık ekranıyla yüzüme bakıyor.
Bana gelince,
Bense zıpkın yemiş bir balık gibi çırpınıyorum,
Gözlerimde,
Hâlâ senin o hüzünlü gözlerin
Kulaklarımda, içimi gıcıklayan
O ipek gibi sesin,
Ve ve...
Ya gerisini de sen tahmin et işte.
Hadi kendine iyi bak gülüm,
O güzel alnından öpüyorum,
Bir an önce gel de bu hasretlik bitsin.
Bekliyorum,
Hani bir türkü var ya,
Hani senin çok sevdiğin ve hep duygulandığın,
Onun bir mısrasında
"Dış kapının önünde, iki avcumda yüzüm.." diyor
İşte öyle bekliyorum seni...